İşçinin Yakınlarının Ölümü Halinde İzin Verilirmi?

İşçinin Ölüm İzin Hakkı 

İşçi olarak çalışanların hak ve yükümlülükleri 4857 sayılı iş kanunu ile belirlenmiştir.İlgili kanunun çeşitli maddelerinde işçilerin ücretli ve ücretsiz izin hakları anlatılmıştır.Kanunda yer alan hükümlerden işçilerin yakınlarının ölümü halinde de izin hakları bulunduğu görülmektedir.Bu yazımızda işçinin hangi yakınları için izin kullanma hakkı olduğu,kullanacağı bu iznin ücretlimi ücretsizmi olacağı ve kullanılacak izin süresinin kaç gün olacağı hususlarını anlatmaya çalışacağız.

İşçinin Yakınlarının Ölmesi Halinde İzin Hakkı Var mı?

4857 sayılı yasa ek olarak eklenen 2. maddesinde işçinin yakınlarının ölmesi halinde izin hakkının olduğu yönünde hüküm yer almaktadır.Bu hüküm doğrultusunda işçinin yakınlarının ölmesi halinde bu hakkını kullanmak isterse işveren işçiye izin vermek zorundadır.

İşçi Hangi Yakınlarının Ölmesi Halinde İzin Kullanabilir?

4857 sayılı yasada yer alan hükme göre işçinin babası,annesi,eşi,kardeşi ve çocuğunun ölmesi halinde kanunda tanımlanan izin hakkını kullanma hakkına sahiptir.Kanunda işçinin hangi akrabaları için izin kullanabileceği maddeler halinde sayıldığından bu sayılanlar dışındaki kişilerin ölmesi halinde işçi kanunda tanımlanan mazeret iznini kullanamaz.Ancak işçinin yıllık izin hakkı varsa bu gibi durumlarda bu izinlerinden kullanmak zorundadır.

İşçinin Kullanacağı Ölüm İzni Süresi Nedir?

İş Kanununun Ek 2 Maddesinde işçinin kullanabileceği izin süresi 3 gün olarak tanımlanmıştır.Kanundaki hükümde yer alan 3 gün ibaresine dikkat etmek gerekir.Burada izin süresi iş günü olarak değil gün olarak tanımlanmıştır.Bu nedenle kullanılacak izin hafta tatiline veya bayram tatiline denk gelse bile mesai günlerine sarkmıyacaktır.

İşçi Ölüm İznine Ayrılırsa Ücreti Kesilir mi?

4857 yasada mazeret izinleri ücretli izin olarak belirlendiğinden yukarıda saymış olduğumuz yakınları ölen işçinin kullanacağı ölüm izni nedeniyle ücreti kesilmeyecektir.

İşçi Askerlik İçin İşten Ayrılırsa Kıdem Tazminatı Alırmı?

İşçi olarak çalışanların en fazla merak etmiş olduğu ve en çok sıkıntı yaşamış olduğu konulardan birisi kıdem tazminatı konusudur.Bu yazımızda işçi olarak çalışmakta iken askerlik nedeniyle işten ayrılan işçinin kıdem tazminatına ilişkin açıklamalar yapmaya çalışacağız.Bilindiği üzere işçi olarak çalışanlar belli şartlar altında işten ayrıldıklarında kıdem tazminatına hak kazanmaktadırlar.İşçilerin hangi durumlarda kıdem tazminatı alıp hangi durumlarda alamayacağı hususu eski iş kanunu olan 1475 sayılı yasa ile belirlenmiştir.İlgili yasa yürürlülükten kaldırılmış olmakla birlikte yasanın kıdem tazminatı ile ilgili 14. maddesi halen yürürlülüktedir.1475 sayılı kanunun yürürlükte olan 14. maddesine göre muvazzaf askerlik hizmetini yapmak üzere çalışmış olduğu işyerinden ayrılan işçilerin kıdem tazminatına hak kazanacağı hükmü yer almaktadır.İlgili hükümden askerlik nedeniyle iş sözleşmesini fesh eden işçinin kıdem tazminatını almasında bir engel olmadığı görülmektedir.Ancak yine iş kanununda yer alan hükme göre kıdem tazminatı alabilmek için işçinin en az 1 yıllık kıdeme sahip olması gerekmektedir.Bu genel düzenleme askerlik nedeniyle işten ayrılacak işçilerde de geçerlidir.Bu nedenle askere gidecek olan işçi işyerinden kıdem tazminatı alabilmek için o işyerinde en az 1 yıl çalışmış olmak zorundadır.Askere gidecek olan işçi işverenine askerlik nedeniyle işten ayrılacağını verecek olduğu bir dilekçe ile bildirmelidir.İşverene verilecek bu dilekçe ekine askerlik sevk belgesinin eklenmesi işçinin askerlik için işten ayrılacağını kanıtlaması bakımından önemlidir.Daha önceki senelerde yargıtay tarafından verilen çeşitli mahkeme kararlarında işçinin askerlik hizmetini yerine getirmeye başlayacağı tarihten beş ay öncesine kadarki işten ayrılmalar halinde de kıdem tazminatı verilmesi gerektiği yönünde kararları bulunmaktadır.İlgili kararlardan anlaşılacağı üzere işçi askere gideceği tarihten beş ay öncesine kadar işten ayrılması halinde de kıdem tazminatını almayı hak etmektedir.

Memurun Süt İzni Hakkı

Doğum Yapan Memurun Süt İzni 

Bilindiği üzere 657 sayılı Devlet memurları kanununun 104 . maddesinde memurların kullanabileceği süt iznine ilişkin açıklamalar yapılmıştır. İlgili kanun maddesinde yapılan açıklamalar doğrultusunda süt iznine ilişkin yapılması gerekenler ile süt iznine ilişkin hususları başlıklar halinde açıklamaya çalışacağız.

 Memur Süt İznini Nasıl Talep Etmeli

Doğum yapan memurlar doğum yaptıktan sonra analık izninin bitiminden itibaren göreve başladıklarında 657 sayılı kanunun 104.maddesine göre süt izni kullanmak istediklerini kurumlarına yazılı olarak dilekçe ile bildirmek suretiyle bu izinden faydalanabilirler.Memurlar aynı anda hem süt izni hemde yarım gün izin hakkından faydalanamazlar.Dolayısıyla bu iki haktan birini tercih etmek zorundadırlar.

. 

Memur Kaç Saat Süt İzni Kullanabilir

Doğum yapan memur analık izninin bitiş tarihinden sonraki dönemde 12 ay süt izni kullanabilir.Memurun kullanacak olduğu süt izninde ilk altı aylık dönemde 3 saat ikinci altı ayda ise 1,5 saat olarak kullanabilir.Kullanılacak süt izninde çocuğun bir çocuk veya ikiz üçüz olması arasında her hangi bir fark yoktur.Çoğul doğum olsa bile süt izni ilk altı ayda 3 saat sonraki altı ayda 1,5 saattir.

Süt İzninin Kullanılma Şekli 

Süt izninden sadece bayan memurlar faydalanabilirler.Süt izninin gün içinde hangi saatler arasında kullanılacağına süt emziren anne karar verir.Süt izni bölünebilir.gün içinde 3 saat süt izni olan memur anne bunu 1,5 ,1,5 saat olarak ikiye de bölebilir.Bayan memur süt izni kullanırken yarım gün izin hakkını kullanamaz.İki izin hakkından birini tercih etmek zorundadır.Süt izni devretmez.Bu izin direkt çocuğun emzirilebilmesi beslenmesi için verilen bir izindir.Kullanılmayan süt izinleri bir sonraki güne aktarılamaz.Çocuk sağ olduğu sürece kanundaki belirlenen süreler kadar bu izin kullanılabilir.Çocuk doğduktan sonra belli bir süre sonra vefat etmişse doğum yapan memurun süt izni hakkı ortadan kalkar 

Emekli Eş İçin Asgari Geçim İndirimi Alınabilirmi?

Bilindiği üzere ücretli olarak çalışanların almış oldukları ücretlerden bekar veya evli olmalarına,eşlerinin çalışıp çalışmadığına,bakmakla yükümlü oldukları çocukların çalışma durumu ve eğitim durumlarına göre asgari geçim indirimi uygulaması ile ödeyecekleri gelir vergisi tutarlarından bir kısmı ilgililerden kesilmeyerek çalışanlara ücretleri ile birlikte iade edilmektedir.Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında asgari geçim indirimi uygulamasında karıştırılan hususlardan birisi emekli eş için asgari geçim indirimi alınıp alınamayacağı hususunda olmaktadır.Emekli olan eşin almış olduğu emekli maaşından dolayı memur aile yardımı alamamaktadır.Kurumlarda aynı mantıkla hareket ederek emekli eşden dolayı çalışanın asgari geçim indirimi hesabında çalışanın eşini çalışan veya geliri olan eş kapsamında değerlendirmektedirler.Ancak asgari geçim indiriminin hesaplanmasının nasıl yapılacağı ve asgari geçim indirimine ilişkin diğer hususların anlatıldığı 265 sıra nolu Gelir Vergisi tebliğinde Sadece ücret geliri elde eden eş, “çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş” kapsamında değerlendirilmeyecektir. Bunlar dışındakiler ise çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş kapsamında değerlendirilecek olup, münhasıran emekli maaşı alanlar da çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş olarak kabul edilecektir.hükmü yer almaktadır.

Görüleceği üzere ilgili tebliğde çalışanın eşine ilişkin açıklamaların yapıldığı bölümünde açıkça emekli olan eşin çalışmayan eş kapsamında olduğu bildirilmiştir.Bu nedenle eşi çalışırken eşinden dolayı asgari geçim indirimi alamayan çalışan eşinin emekli olması durumunda bu değişikliği çalışmış olduğu kuruma aile durum bildirimi ile bildirmek şartı ile bildirimi yapmış olduğu ayın takip eden ilk aydaki alacak olduğu ücrette emekli eşinden dolayıda asgari geçim indiriminden faydalanabilecektir.