Aile Yardım Bildirimi ve Aile Durum Bildirimlerine İlişkin Bir Öneri

Ülkemizde kamuda çalışmakta olan memurlar 657 sayılı Devlet Memurları kanununa göre alacak oldukları eş ve çocuk yardımlarını merkezi yönetim harcama belgeleri ekinde yer alan aile yardım bildirimini doldurarak almaktadırlar.Aynı şekilde memurların almış oldukları maaşlarda hesaplanan asgari geçim indiriminden faydalanmak için yine aile durum bildirimi formunu doldurarak çalışmış oldukları kurumlara yazılı ortamda vermektedirler.Çoğu kurum bu bildirimleri memurların ilk işe girdiklerinde almakta daha sonraki dönemlerde ise bu bildirimler ilk verilen bildirimde değişiklik olduğu takdirde memurlarca tekrar düzenlenerek verilmek zorundadır.Aile yardımlarında eşin çalışmaya başlaması veya çocuğun çalışmaya başlaması durumlarında bu bildirimler genellikle verilmekte ve kamu kurumlarınca gerekli düzenlemeler yapılmaktadır.Ancak asgari geçim uygulamasında özellikle çocuklar açısından durumun karışık olması nedeniyle bazı yanlışlıklar yapılmaktadır.Asgari geçim indiriminde çocukların çalışmaya başlaması memurun bu indirimden faydalanmasını engellediği gibi 18 yaşını doldurmuş olan çocukların örgün eğitim kurumlarında eğitimlerine devam edip etmediği durumlarına göre bu indirimden memurun faydalanması hususu değişiklik göstermektedir.Milyonlarca memurun günümüz şartlarında bu bildirimlerle uğraşmasının gereksiz olduğu aşikardır.Memurların bu bildirimlerle uğraşmaması için ve bazen memurların bilmediğinden dolayı bazende art niyetli olarak yanlış yapılan bildirimlerin önüne geçilip kamu zararına engel olunabilmesi için Maliye Bakanlığınca yönetilen KBS sisteminin SGK nin sistemi Milli Eğitim Bakanlığının ve YÖK ün sistemleri ile entgre hale getirilmesi gerekmektedir.Böylelikle memurların bildirim yapmasına gerek kalmadan sistem üzerinden alınan veriler aracılığı ile aile yardımı çocuk yardımı ve asgari geçim indirimleri tutarları doğru olarak hesaplanmış olacaktır.Ayrıca milyonlarca memur belli durumlarda  vermek zorunda olduğu bildirimleri vermekten kurtulacaktır.

Kamu Kurumlarında Sözleşmeli Personel İstihdamı

Özellikle son yıllarda kamu kurum ve kuruluşları kadrolarına sözleşmeli pozisyonunda memur alımı yapmaktadır.Yapılan bu  alımlara da alınan personellere nakil hakkı tanınmamaktadır.Bu sebeple sözleşmeli kadroya atanan personeller eş,sağlık,eğitim ve benzeri durumların varlığında tayin isteyememekte çoğu zaman nakille alakalı durumlar mahkeme kararları neticesinde çözümlenmektedir.Ayrıca belli dönemlerde alınan bu personeller çeşitli kanunlarla kadroya geçirilmektedir.Yani sözleşmeli personel olarak devlete girenler atanmış oldukları kadrolar nedeniyle çeşitli sıkıntılar ile karşı karşıya kalmaktadır.Devletin bu personelleri sözleşmeli olarak almasının ana gayesi personel temininde sıkıntı yaşanan yerlere bu personelleri göndererek oralardaki personel eksikliğini kapatmak gayesi vardır.Ancak devlette işe giripte tayin hakkı olmadan yıllarca aynı yerde çalışan personellerin belli bir süre sonra çalışma şevkleri kırılmaktadır.Devletin bunun önüne geçebilmesi için bizim önerimiz sözleşmeli olarak atanan personellerin belli bir süre sonunda otomatik olarak kadroya geçirilmesi olacaktır.Böylelikle personel sıkıntısı yaşanan yerlere atanan kişiler örneğin beş sene sonunda kadroya geçeceklerini bilerek bu göreve başlayacaklardır.Bu şekilde yapılacak bir düzenlemede çeşitli zamanlarda ülke gündemini meşgul eden sözleşmeli personele kadro verilmesi olaylarınında önüne geçilecektir.Ayrıca bu personellere  beş sene sonunda tayin hakkı tanınarak bu beş senenin sonunda daha iyi şartlara haiz yerlere atanarak bir nevi buralarda yapmış oldukları hizmete karşılık bir ödüllendirme yapılmış olacaktır.

Kurumlar Arası Nakillerde Becayiş Uygulamasına Dair Bir Öneri

Ülkemizde milyonlarca memur devlette çalışmaktadır.Bu memurlardan bazıları zorunlu görev kapsamında çeşitli zamanlarda farklı bölgelerde çalışmakta, bu memurlardan çoğu ise memuriyete başlamış olduğu ilde emekli olmaktadır.Memurlar memuriyet hayatları boyunca çeşitli zamanlarda eş durumu,eğitim durumu,sağlık durumu gibi gerekçelerle kurumlarına tayin talebinde bulunmakta ve bu tayin talepleri kurumlarınca kabul görmemektedir.Genellikle kurumlar kadrolarında bulunan memurları vermemek yönünde irade beyan etmektedir.Bu nedenle her yıl binlerce dava açılmakta ve bu davaların çoğunu kazanan memurlar mahkeme kararı ile naklen gitmek istedikleri kurumlara geçmektedir.Tabi ki bu süreçler içerinde mahkemelere ekstra bir iş yoğunluğu oluşmakta bunun yanında geçmek istediği kuruma gidemeyen memurun çalışma istek ve hevesinde azalma olmaktadır.Aynı zamanda kendi kurumundan muvafakat alamayan memurlarda çeşitli yollarla,özellikle ülkemizde referans olarak adlandırılan yollarla tayinlerinin yapılmasını sağlamaya çalışmaktadırlar.Memurların kendi kurumlarının farklı illerinde veya başka yerlerdeki kurumlarda çalışan memurlar arasında nakil olaylarında mahkeme veya  referans sistemine gerek kalmadan çözülebilmesi önem arz etmektedir.Bu noktada bizim nacizane önerimiz becayiş  sisteminin Devlet Personel Başkanlığı aracılığı ile uygulamaya alınmasıdır.Örneğin Ankara ilinde çalışmakta olan bir memur Kayseri iline tayin olmak için uğraşırken, buna karşılık kayseri ilinde görev yapan bir memurda ankara iline tayin olmak için çeşitli yöntemlerle tayin işini halletmeye çalışmaktadır.Bu iki personelin isteğinin yerine gelmesi ve her iki kurumda da personel eksikliği gerekçesi ile verilmeyen muvafakat işlemine karşılık ayrılan personelin yerine yeni personelin gelmiş olması becayiş sistemi ile mümkün görülmektedir.Tabiki burada yapılacak olan becayişlerin  birbirine denk kadrolar arasında yapılması önemlidir.Bir mühendisin bir memurla becayiş yapması veya bir hemşirenin bir teknikerle becayiş yapması uygulanacak olan becayişin amacına ters olacaktır.Önerimizde dediğimiz gibi becayişin birbirine denk olan kadrolar arasında yapılması gerekmektedir.Yılın belli aylarında Devlet Personel Başkanlığınca Becayiş uygulaması için duyuru yapılıp talepler toplanabilir.Bu toplanan taleplere göre de ya devlet personel başkanlığınca direkt atama yapılabilir veya sistem üzerinde bulunan talepler üzerinden kişiler kendi aralarında anlaşarak Devlet Personel Başkanlığına başvurarak tayinlerinin yapılmasını isteyebilirler.Bu uygulamada kurumlara takdir hakkı tanınmayarak yazımızın başında da belirttiğimiz gibi mahkeme ve referans bulma süreçleri engellenmiş olunur.

Bedelli Askerlik Üzerine Bir Öneri

Ülkemizde belli zamanlarda gerek toplum baskısı, gerek siyasi ve toplumsal gerekçelerle bedelli askerlik uygulaması yapılmaktadır.Bu uygulama sonucunda belli bir yaşın üzerinde olanlarla belli tutar ödeme yapan kişiler bedelli askerlik hizmetinden faydalanmaktadırlar.Ancak bu uygulamada maddi durumu iyi olmayanlar açısından haksız bir durum ortaya çıkmaktadır.Bu sebeple bu  uygulamanın yapıldığı dönemlerde parası olanlar tarafından bedelli askerlik yüksek sesle savunulurken parası olmayan gariban kesimce de haksızlığa neden olduğu gerekçesi ile karşı çıkılmaktadır.Bedelli askerlik incelendiğinde olumlu ve olumsuz yönlerinin olduğu görülecektir.Bazı mesleklerde çalışanların askerlik hizmetinde sağlayacak oldukları katkılar normal iş hayatında sağladıkları katkının altında kalacağından devlet ve millet açısından bu kişinin askerde kalmasının devlete olan katkısı ile askere gitmeyerek devlete sağlayacağı katkı karşılaştırıldığında meslek hayatında sağlayacağı katkının daha fazla olacağı görülecektir.Örneğin aselsan da çalışan bir mühendisi düşünelim.Bu kişi askerlik hizmetini bedelli yaparak askere gitmeyerek yapacak olduğu projelerle belki askerde olan bir çok kişinin hayatını kurtaracak çalışmalar yapabilecektir.Ancak kişi bazında düşünüldüğünde her  bedelli askerlik yapan kişi içinde aynı örneği vermek mümkün olmayacaktır.Bu sebeple toplumda meydana gelen tepkilerin bir nebze de olsa önüne geçilebilmesi için bedelli askerlik konusunda bizim önerimiz bedelli askerliğin belli dönemlerde olmayıp sürekli hale getirilmesi belli yaş şartına haiz belli tutar para ödeyen kişilerin bu haktan faydalanmasının sağlanması ancak bunun yanında o dönemde normal askerliğini yapan kişilere ise bedelli askerlikten toplanan paraların belli bir kısmının dağıtılması uygulamasının yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.Bu şekilde yapılacak uygulama ile en azından parası olmadığı için zorunlu askerlik hizmetini yerine getiren kişilerin bedelli askerlik hizmeti kapsamında askerlik boyunca belli bir gelir elde etme durumları ortaya çıkabilir.Her ne kadar bu uygulama askerliğini fiilen yapanların üzerindeki bedelli askerlik yapanlardan dolayı oluşan psikolojik baskıyı kaldırmamış olsada bir nebze azaltmış olacaktır.

 

Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Yapılan Vergi Tevkifatları

Bilindiği üzere ülkemizde yer alan 5018 sayılı cetvelde sayılan genel bütçeli kuruluşlar,özel bütçeli kuruluşlar,sosyal güvenlik kuruluşları,özel idareler ve büyükşehir belediyeleri ve il ve ilçe belediyeleri yapmış oldukları hizmet alımlarında,yapım işlerinde tevkifat uygulaması yapmaktadır.Bunların yanında bu kurumlarca yapılan ödemelerde vergi borcu olan mükelleflerden borcu tutarları kadar kısım yüklenicinin hesabından kesilmekte ve daha sonraki günlerde vergi dairesinin hesabına aktarılmaktadır.Ancak yapılan bu uygulamada bazı kamu kurum ve kuruluşları yapmış oldukları tevkifatları vergi dairesinin hesabında zamanında aktarmamaktadır.Hatta bazı kamu kurum ve kuruluşları hiç aktarma yapmayarak yapmış oldukları tevkifat tutarı kadar paraları kendileri kullanmaktadırlar.Bunun önüne geçilmesi için kamu kurum ve kuruluşlarınca ödemlerde kullanılan muhasebe proğramlarına vergi dairesinin sisteminin entgre edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse genel bütçe kapsamında ve özel bütçe kapsamındaki kamu kuruluşları ödeme sistemi olarak Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünce kurulumu yapılan Kamu Bilişim Sistemi olarak bilenen KBS sistemini kullanmaktadırlar.Bu sistemde ödeme işlemleri yapılırken sistem üzerinde tevkifata ilişkin kısımlar seçildiğinde sisteme entgre edilecek olan vergi daire sistemi aracılığı ile sistemi kullanan kullanıcıların herhangi bir işlem yapmasına gerek kalmadan otomatik olarak yapılan tevkifatlar maliye bakanlığının sistemine aktarılmak üzere sistem üzerinden aktarma işlemlerinin yapılması sağlanmalıdır.Böylelikle memurların ihmaline mahal vermeden sistem yapılması gereken işlemleri kendiliğinden yaparak insan unsurunu ortadan kaldıracaktır.Böylelikle ödeme almak için kamu kurum ve kuruluşlarına başvuru yapan firmalarda mağdur olmayacaktır.Çünkü bazı durumlarda firmaların ödemelerinden yapılan kesintiler zamanında vergi dairesinin hesabına aktarılmadığı için ilgili firmalarca başka yerlerden alınacak ödemelerde daha önce kesildiği halde vergi dairesinin hesabına gönderilmeyen tutarlardan dolayı sıkıntı yaşanmaktadır.

Harcırah Ödemelerinde Ulaşım Giderleri

Ülkemizde memurların geçici görev kapsamında başka yerlerdeki görevlere görevlendirildiklerinde ilgili personellere harcırah kanunu kapsamında ulaşım için harcamış oldukları bedelleri beyanları doğrultusunda memurlara ödenmektedir.Ancak memurların beyanlarına istinaden yapılan geçici görev yolluğu ödemelerinde ödenmemiş olan taksi paraları ödenmiş gibi gösterilerek memurlarca ilgili bedeller devlet ten tahsil edilmektedir. Tabi ki burada taksiye binerek ödemiş olduğu tutarları devletten tahsil etme hakkına sahip olanlardan bahsetmiyoruz.Burada bizim bahsetmiş olduğumuz kişiler taksiye binmeden taksi parası alanlar için geçerlidir.Taksiye binmeden taksi parası alanların engellenmesi için taksiye binenlerin taksi için ödedikleri tutarları belgelendirme zorunluluğu getirilmelidir.Böylelikle gerçekten taksiye binerek ücret ödeyen kişilere taşıt ücreti ödemesi yapılmış olur.Ulaşım Giderlerine ilişkin olarak başka bir sıkıntıda uçak bilet ödemelerinde yaşanmaktadır.Daha önceki yıllarda lüks bir ulaşım aracı olan uçaklar artık mutad araç halini almış bulunmaktadır.Ancak bazı idarelerin memurları  en kısa mesafede bile uçakla seyahat edebilirken bazı idarelerin memurları ise  çok uzun mesafelerde halen otobüsle yolculuk yapmaktadırlar.Bu konuda harcırah kanununda  gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.Ayrıca Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan tarihi daha önceden belli olan eğitimlerde memur eğer uçakla seyahat edecekse idareler tarafından uçak biletinin daha önceden alınabilmesi için önlemler alınması gerekmektedir.Böylelikle daha ucuza uçakla ulaşım sağlanmış olacaktır.

Meslek Liselerine İlişkin Bir Görüş

Ülkemizde meslek liseleri anadolu liselerine veya fen liselerine gidemeyen başarı düzeyi daha düşük olan öğrencilerin okudukları okullar olarak görülmektedir.Bu liselerden mezun olan bir çok genç okumuş oldukları bölümlere ilişkin olarak yapmış oldukları uygulamalı eğitimler neticesinde belli konularda uzmanlaşmaktadırlar.Ancak meslek liselerini bitirmiş oldukları bölümün bir üst öğrenimine geçişte sıkıntı yaşamaktadırlar.Örneğin meslek lisesinde bilgisayar bölümünü bitiren bir öğrenci üniversitede bilgisayar bölümüne girmek için yeterli puanı alamamaktadır.Buna karşılık fen lisesinde okuyan ve görmüş olduğu derslerde bilgisayar dersi görmeyen başka bir öğrenci ise sayısaldan almış olduğu puan ile bilgisayar mühendisliği bölümüne yerleşmektedir.Bu şekilde yapılan yerleştirmelerden dolayı ise konusunda belli bir düzey eğitimi olan kişiler üniversitede ilgili oldukları bölüme yerleşemezken bölümle pek alakası olmayanlar almış oldukları puanlardan dolayı bu bölümleri okumaktadır.Aynı durum sağlık meslek liselerinde de geçerlidir.Bu liselerde sağlık konusunda eğitimli olan bir çok kişi tıp fakültelerine girememektedir.Bu gibi durumların önüne geçilebilmesi için meslek liselerinden mezun olanların kendi bölümleri ile alakalı bölümlere geçmelerinde mesleğe ilişkin derslerle alakalı sınavlar yapılmalıdır.Meslek liselerinin ilgili olduğu bölümlerle alakalı sınav konuları Üniversiteye giriş sınavlarına eklenmelidir.Böylelikle üniversi

tenin tıp fakültesini kazanmış olan bir genç girmiş olduğu bölümle alakalı alt bilgiye sahip olmuş olacaktır.

Para Günleri İçin Bir Alternatif !

Bilindiği üzere toplumunuzda kadınlar arasında altın günü veya para günü adı altında her ay belli miktar para veya altın katılımcıların arasında yapılan çekilişle  bir  katılımcıya verilmekte böylelikle kişiler hem tasarruf yapmakta hemde eline belli miktarda toplu bir para katılımcının eline geçmektedir.

Genelde bu tür uygulamalar komşu veya iş yeri gibi çevrelerde birbirlerini tanıyan insanlar arasında yapılmaktadır.

Birbirlerini tanımayan insanlar arasında da böyle  günler bankacılık sektörü aracılığı ile yapılması mümkündür.Bankalar müşterilerine kredi kartı vermekte ve müşterilerinin durumuna göre belli limitler tanımlamaktadırlar.Bankalarca   müşterilerin risk analizleri yapılarak katılabileceği altın veya para gün limitleri belirlenmeli, ve müşteriler talep ederlerse internet bankacılığı üzerinden ilgili günlere katılabilmeleridir.

Örneğin 100 kişi 1 gr altınına gün veya 50 kişi 100 tl ye gün veya 100 kişi 100 Euro gün gibi seçenekler oluşturulmalıdır.Böylelikle birbirlerini tanımayan ve tasarruf yapmak isteyen kişiler bankanız aracılığı ile güne girmiş olacaktır.

GÜNE KATILMA ŞARTLARI

İlgili güne katılmak isteyen müşteriler kredi kartları veya bankanızda bulunan mevduat hesapları üzerinden otomatik talimat vermek suretiyle güne katılmaları sağlanmalıdır.

GÜN PARALARININ MÜŞTERİ HESABINA AKTARILMASI

Yapılacak olan günlere göre her ayın onbeşi her ayın biri gibi çeşitli seçenekler sunulup o ay gün kime çıkmış ise ilgili kişinin hesabına toplam gün parası toptan aktarılmaldır.Aynı günde diğer katılımcıların hesaplarından veya kredi kartlarından ilgili tutar çekilmelidir.Altın günü veya döviz hesabı üzerinden güne katılan kişiler kredi kartı veya vadesiz mevduat hesapları üzerinden talimat vermişler ise işlem günü merkez bankası kurlarına göre ilgili tutar müşterilerden tahsil edilmelidir.

GÜN PARALARININ BANKADAN ÇEKİLMESİ

Müşteriler hangi gün seçeneğine göre güne girmişse müşterinin bankada ilgili hesabı açması gerekmektedir.Altın hesabı döviz hesabı v.b gibi.Gün hangi değer üzerinden düzenlenmiş ise örneğin altın günü, ilgili kişinin altın hesabına o gün 100 gr altın yatırılmalıdır.Müşteri günden hesabına gelen tutarı bankanızdan döviz cinsinden veya altın olarak alması mümkün olmalıdır.

GÜNE İLİŞKİN ÇEKİLİŞ

Güne katılan kişiler arasında gün paralarının hangi sıraya göre alınacağı ya en başta belirlenmeli veya her ayın 1 ve 15 ine göre gün ödemeleri yapılacağından bankanızca kaç adet gün varsa ayın 1 ve 15 günlerinde noter huzurunda çekiliş yapılarak ilgili gün sahiplerine bildirilmelidir.Ayın 1 ile 15 inde çekiliş yönteminin uygulanması en baştan belirlenmesine göre daha avantajlı olacağı düşünülmektedir.50 kişilik bir günde sonuncu kişi olduğunu  bilen bir kişi en baştan günden çıkmak isteyebilecektir.

GÜNE KATILANLARDAN TOPLAM GÜN PARASI ÜZERİNDEN KOMİSYON ALINMASI

Güne katılan müşterilerden güne ilk katılımda her hangi bir ücret alınmayacaktır.Gün e katılan kişiye gün çıktığında toplam tutar üzerinden düşük bir meblağ komisyon olarak alınabilir.5000 tl de 20-50 tl gibi.Güne katılanlar otomatikman banka kartlarını banka hesaplarını kullanacakları için ilgili komisyon alınmayabilirde.

GÜN BİTMEDEN GÜNDEN AYRILMA

Gün bitmeden günden ayrılmak isteyen kişiler olursa banka otomatikman güne ayrılan kişinin yerine girmelidir.Ayrılan kişilerden ise bankanın yerine girmesinden kaynaklanan komisyon masraf neyse ilgili kişiden tahsil edilmelidir.

GÜN KAMPANYASINDA İŞLENMESİ GEREKEN ANA TEMA

Gün kampanyasının halkımız arasında olan günle aynı olduğu sadece tanımadığımız kişilerle güne girmenin mümkün olduğu öne çıkarılmalı bankalardan faiz geliri elde etmek istemeyen kişiler kazanılmalı faiz geliri olmadığı tamamen tasarruf amaçlı olduğu anlatılmalıdır.

GÜN KAMPANYASINDA BANKANIN KAZANCI

Kampanya kapsamında bankanın internet şubesi, döviz , altın ve TL hesapları ile kredi kartlarının  kullanımı artacaktır.En az 12 aylık gün yapıldığını düşündüğümüzde güne katılan kişiler 12 aylık dönem için bankadan otomatik talimat vermiş olacaklardır.

Ayrıca gün parasını alandan ve gün bitmeden günden ayrılacak olanlardan alınacak komisyonlar bankaya ayrı bir kazanç sağlayacaktır.